Yıllar önce hatırı sayılır yabancı sermayeli bir firmayı ziyaretimde, firma girişinde bir “gülen yüz resmi” ve altında şu kadar gündür işyerimizde iş kazası olmamıştır yazısını görmüş ve bunun şirket içi ve dışında herkesin görebileceği bir noktadan duyuruluş biçimi çok dikkatimi çekmişti. Daha sonraki bir sohbetimizde firmanın genel müdürü, bu levhanın kendisi için rakamlardan ve elde edilen ticari başarılardan, çok daha önemli ve büyük bir gurur kaynağı olduğunu söylemişti. İnsana ve çalışana değer veren bu ciddi yaklaşımından dolayı, kendisini hayranlıkla dinlediğimi anımsıyorum.
Bugün artık, buna benzer uygulamalar, işini ciddiye alan, pek çok işyerinde, bazen yemekhane girişinde, bazen işyeri koridorlarında bulunan levhalarda ve köşelerde var. Bence hemen her yerde de olmalı.
İşverenler açısından iş hayatının hiç kuşkusuz, en can sıkıcı ve üzücü hadiselerinden birisi işletmede yaşanan iş kazalarıdır. Pek çok işverenin, yaşanan talihsiz olayla ilgili olarak çalışanının sağlığına, olay dolayısıyla yaşanacak maddi kayıplardan ve davalardan çok daha fazla üzüldüğüne pek çok kereler şahit oldum. İşletmeler, istem dışı oluşan bu tür iş kazalarının önlenmesi için hem hukuki, hem teknik pek çok önlem almaya çalışmakta, yine de tüm çabalara rağmen, bazı olayların önüne geçilmesi mümkün olmamaktadır.
Basitçe bir tanım vermek gerekirse ; İşyerinde veya işyeri dışında ancak işyerine ait bir işin, işverene bağlı çalışan kişiler tarafından yürütülmesi esnasında ve genel anlamda kasıt söz konusu olmaksızın meydana gelen kazalara iş kazası denilmektedir. İş kazaları bilimsel açıdan iki açıdan incelenmektedir ; birincisi teknik açıdan yapılan inceleme, diğeri hukuksal açıdan yapılan incelemedir. Kazanın nedenini, niçinini araştıran teknik kısım ile kazanın oluş şekline gore kusur oranlarını belirleyen ve diğerlerinin önüne geçmek için önlemler alınmasını ve kurallar konmasını sağlayan hukuki kısmı neredeyse birbirinden ayrılmaz derecede içiçe geçmiş durumdadırlar.
Kaza geçiren işçi yönünden geçici veya kalıcı olabilen, zaman zaman vücut bütünlüğünü bozucu ve kalıcı hasarlara yol açabilen ve hatta ölümcül olabilen bu durum, işverenler ve vekilleri yönünden ise bir dizi hukuki ve cezai soruşturmanın ve davanın konusu olabilmektedir. En basit anlatımıyla, bu tarz bir olayın meydana gelmesi neticesinde işverenler ve temsilcileri hakkında Türk Ceza Kanunu gereği, tedbirsizlik ve dikkatsizlikle olaya sebebiyet vermekten ceza davaları açılabileceği ve bu sebeple yargılanabilecekleri gibi, ayrıca idari para cezası, idari soruşturma ve ayrıca maddi ve manevi tazminat davalarına da mutahap olmaları mümkün ve muhtemeldir. Bu sebeple, ilk yapılacak iş ; iş kazalarını önlemek için teknik ve hukuksal her türlü tedbirleri almak, yasa ve yönetmeliklerle belirlenen kurallara uymak, uzman şirket hukukçularından ve işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarından bu hususta her türlü desteği almak, herşeye rağmen, bir iş kazası meydana gelmesi halinde ise, kaza sonrası için hazır bir hareket ve eylem planı oluşturmak ve aşağıda bir özeti verilen yapılması gerekli işlemleri, ciddiyetle ve aynı zamanda, hiç zaman kaybetmeksizin yapabilmektir.
İŞ KAZASI DURUMUNDA YAPILMASI GEREKLİ İŞLEMLER :
1 – Kazaya uğrayan sigortalıya hemen gerekli ilk yardım yapılmalıdır. Varsa ve işyeri doktoru, o an için işyerinde ise, işyeri doktorunca veya sağlık memurunca ilk müdahale yapılır ve kazalının en yakın sağlık kuruluşuna sevki sağlanır.
2 – Görgü şahitlerinin ifadesi alınarak, işverence 3 nüsha halinde olayın tafsilatlı bir şekilde oluş şekli tutanağa geçirilir. Tutanak işveren veya vekili ve görgü şahitlerince imzalanır.
3 – Olay, kazanın meydana geldiği yer zabıtasına (Jandarma veya Emniyet Birimlerine) derhal yazı ile bildirilir. (Acil durumlarda telefon ile bildirim yapılır)
4 – Sosyal Güvenlik Kurumu ile ilgili Sigorta Müdürlüğüne kaza anından itibaren en geç 3 iş günü içinde yazılı bildirimde bulunulur. ( Bu bildirim Vizite kağıdı ile de desteklenerek sigorta işlem yönetmeliğindeki Ek 7 belgesi ile elektronik ortamda ya da elden ya da posta ile yapılır. )
5 – Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı ilgili Bölge Müdürlüğüne kaza anından itibaren en geç 2 iş günü içinde yazılı bildirimde bulunulur.(Bu bildirim iş Kazası Bildirim Formu ile yapılır.)
6 – Kurum Müfettişlerince soruşturmanın yapılacağı düşünülerek; işçinin fiilen işe başlamadan kendisinden alınan veya işyeri doktorunca tanzim edilen doktor raporu (iş ağır ve tehlikeli işe giriyorsa, akciğer grafisi ve kan grubu tespit edilmiş “Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalışabilir” raporu ), aldığı tüm eğitimler, sertifikalar ve iş kazası anında işverence tutulmuş bulunan tutanağın bir nüshası ayrı bir dosyada dosyalanır. İşyeri ile ilgili tüm kontrol raporları hazırlanır.
7 – İş kazası ağır yaralanmalı ve ölümlü ise ve dosya Cumhuriyet Başsavcılığına intikal etmiş ise Başsavcılıkça istenilen belgeler bir dosya halinde bu makama gönderilir.
İŞ KAZALARINDAN SONRA DİKKAT EDİLMESİ GEREKLİ OLAN HUSUSLAR VE TAVSİYELER :
1 – Kaza formu doldurulurken çok dikkatli hareket edilmeli, kaza iyi soruşturulmalı, yanlış ifadelerin kullanılmamasına dikkat edilmeli, işyerini ve yetkilileri sıkıntıya sokacak hareketlerden kaçınılması gerekir.
2 – Kazalıların şahsi dosyalarında bulunan ehliyet, sertifika, işçi sağlığı ve güvenliği eğitimleri gibi evraklar ile ağır ve tehlikeli işler sağlık raporlarının güncelliği control edilmelidir.
3 – Varsa işyeri işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı danışmana yada işyeri avukatına olaydan bilgi verilmeli ve bu aşamalarda, öncelikle ve önemle onların önerilerine göre hareket edilmelidir.
4 – Jandarma ve emniyet kuvvetlerine haber verilirken, olayın ağırlığına göre işyeri avukatı da işyerine beklenir. Karakolda ifadelere başvurulacağından, Jandarma veya Emniyetteki ifadeler mutlaka avukat nezaretinde, yoksa işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanıyla birlikte verilmelidir.
5 – Ayrıca yaralıyı hastaneye götüren kişilerin de ifadesi alınabileceğinden onlara ilk etapta, olay hakkında görgü şahidi değiller ve olaya dair yeterli bilgi sahibi de değillerse, olayın heyecanı ile bu kulaktan dolam, eksik bilgilerle herhangi bir ifade ve bilgi vermemeleri önerilmelidir.
6 – İş teftiş aşamasında ise muhtemelen iş müfettişi işyerini kaza ile ilgili denetlemeye geleceğinden, burada müfettişlere gereken kolaylığı sağlamak, işyeri ortamının mümkün olduğu kadar düzgün olması, istenmesi muhtemel evrakların hazır ve düzenli şekilde muhafaza edilmiş olmaları incelemenin sağlıklı şekilde yapılması açısından önemlidir. Bu inceleme esnasında, telaşa kapılmaksızın, önceden bu tarz bir incelemeye hazırlanmış evrakı ibraz etmek ve iş müfettişlerine verilecek ifadeyi yine uzman nezaretinde vermek gerekir. Daha önceden, bu ifadelerin hemen kazadan sonra tutulan kaza tutanağı ile örtüşerek hazırlanıp hazır bir şekilde kenara konması işletme için çok daha iyi olacaktır. Bu soruşturmayı varsa İSİG kurulu (İşçi sağlığı ve iş güvenliği Kurulu) yaparsa elbette çok daha etkili olur.
7 – Ayrıca SGK müfettişleri de inceleme için gelebileceğinden bu tarz bir incelemeye de hazır olmak gerekir. SGK müfettişleri hem evrak bazında, hem de diğer kayıtlara ve ağır ve tehlikeli işler raporları gibi dokümanlara işleri gereği daha detaylı eğilebilmektedir. Yeni çıkan bir tebliğe göre de artık bazı iş kazalarının teftişini SGK elemanları da yapmaktadırlar.
8 – Tüm evrelerde SGK ya gönderilen EK 7 formu (3 iş günü içerisinde ) ile ÇSGB bölge çalışma müdürlüğüne gönderilen formlar (2 iş günü içerisinde ) zamanında ve düzgün şekilde tanzim edilerek gönderilmelidir. Bu sürelere mutlak surette riayet edilmelidir.
9 – İş kazasına sebep olan makina ve ekipmanın kontrol raporları ile düzenli bakım kartları da incelemeler için hazır edilmelidir.
10 – Vizite kağıdı verildiğinde vizite kağıdı ile SGK (EK7) formu da örtüşmelidir.
Elbette arzu edilen husus, işletmelerde hiç iş kazası olmamasıdır. Her işletme, uzman hukukçulardan ve işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlarından yardım ve destek alarak, iş kazalarını önlemeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Başta, 4857 iş kanununda işverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri başlıklı 77. maddesinde ve 5510 sayılı SGK kanununun iş kazası ve meslek hastalığı, tanımı, kapsamı, bildirilmesi ve soruşturulması ana başlığı altında bahsedilen iş kazasının tanımı ve kapsamı başlıklı 37. maddesi, iş kazasının bildirimi ve bildirim süresi başlığını taşıyan 38. maddesi, meslek hastalığının tanımı ve kapsamı başlığını taşıyan 39. maddesi, meslek hastalığının tespiti, bildirimi ve bildirim süresi başlığını taşıyan 40.maddesi, iş kazası ve meslek hastalığının soruşturulması başlıklı 41. maddesi ve bağlı yönetmelikler tüm işverenlerce ve işveren vekillerince çok iyi okunup anlaşılmalıdır.
Tüm önlemlere rağmen, maruz kalınan iş kazalarında ise yukarıda anlatılan önlemler, seri şekilde, ciddiyetle ve dikkatlice ele alınmalı ve kaza ile oluşan menfi neticelerin bir an evvel ortadan kaldırılmasına çalışılmalıdır. Bu vesileyle son söz olarak, her işletmede çok uzun süre asılı kalacak “gülen yüzler”, kazasız, sağlıklı ve huzurlu günler dilerim.
(Bu Makale Ege Bölgesi Sanayi Odası Dergisinde 2009 yılında “Görüş” köşesinde yayınlanmıştır)