Online Ödeme

YAYINLARIMIZ

Emojiler Hukuku

Dünya üzerinde sosyal medya kullanıcı sayısı çok büyük sayılara ulaşmış durumda. Üstelik, hayat artık hepimiz için çok hızlı akıyor. Anlık yazışmalar, kısa ve anlık bildirimlerde bulunma ihtiyacı, birtakım duygularımızı uzun uzun yazmak yerine daha kısa şekilde ifade etme ihtiyacını da beraberinde getiriyor. Bunun için telefon, tablet veya bilgisayar yazışmalarında çokça kullandığımız minik sevimli emojiler artık hemen herkesin vazgeçilmezi olmuş durumda.

Peki bu emojileri doğru ve yerinde kullanabiliyor muyuz? Karşımızdaki kişilere kendimizi doğru ifade edebiliyor muyuz? Yoksa maksadını aşan mesajlar olabilir mi? Ya da bu emojiler pratik ve sevimli olduğu kadar, sevimsiz ve tehditkâr da olabilirler mi? Hukuksal açıdan başımızı belaya sokabilirler mi?  Bu yazıda, işin bir de bu boyutunu inceleyelim istedik.

Emojiler ‘evrensel’ bir dilin kapısını açıyor gibi görünse de kötü niyetli veya dikkatsiz kullanımı aslında bambaşka şeylere yol açabiliyor. Örneğin bir kişiye attığınız bıçak emojisi “tehdit unsuru”, bir başkasına attığınız kalp emojisi “cinsel taciz unsuru”, ya da baş parmak havada tamam okey anlamına gelen emoji “bir sözleşmenin kurucu unsuru” olabilir mi? Amerika Birleşik Devletleri’nde, Kanada’da ve pek çok ülkede hukuk dünyasında şu sıralar bu konu tartışılmaya başladı bile.

Emoji nedir?

Emoji kelimesi, İngilizce emotion (duygu) kelimesinden geliyor. Duyguyu ifade etmek için seçilen görsel simgeler aslında. Bir yerlerde belki de şu ana yeni yeni emojiler yaratılmakta olsa da genel kabul gören bilindiği kadarıyla kayıtlı 2000’den fazla emoji bulunuyor ve bu emojiler yiyecek-içecek çeşitlerinden, çiçeğe, böceğe, spordan, taşıt araçlarına, el kol hareketlerinden, surat ifadelerine kadar pek çok şeyi simgeliyor. Esasen ifade etmek istediğiniz duygu ve düşünceyi, basitçe görselleştirerek, zahmetsizce aktarmanızı sağlıyor bu emojiler.

Akıllı telefonlardan önce, e-postalarda ve MSN Messenger gibi uygulamalarda kullanılan ve bugünkü emojilerin atası olan “smiley”ler vardı. Ancak bunlar bugünkü anlamda emojiler gibi detaylandırılmış değildi, sohbetleri renklendiren bu gülümseyen veya üzgün suratlar emojiler gibi geniş duygu ifade etme aracı olmaktan uzaktı.  Zamanla bu ifadeler görsellik kazanarak adeta küçük sevimli resimcikler haline geldiler ve emoji adını aldılar ve tıpkı eski çağlarda keşfedilen hiyeroglifler gibi semboller aracılığıyla iletişim kurma şansı tanıyorlar ve tek bir dokunuşla çok geniş ve detaylı bir ifade ve duygu aktarımı da sağlıyorlar.  Hatta bugün sırf bu sebeple, sosyal ağlarda önemli bir iletişim dili haline gelmeyi başardılar. Uzun cümlelerle uzun zamanda anlatılabilecek bir şeyi, tek bir tıkla, bir emoji ile ifade edebilmenin verdiği kolaylık sayesinde bu sevimli görseller inanılmaz bir hızla benimsendi ve hayatımızın bir parçası haline geldiler. Dijital platformlardaki emojilerin mimarı olan ve ilk kez bunları yaratan Japon arayüz tasarımcısı Shigetaka Kurita bile işin bu boyuta geleceğini düşünememiştir muhtemelen.

Emojiler ve Hukuk Düzeni

Peki herkes canı istediği bir emojiyi seçip iletişimde olduğu bir kişiye veya gruba gönderebilir mi? Esasen iki kişinin veya bir birini tanıyan insanların iletişiminden bize ne değil mi? Ama durum hiç de öyle değil maalesef.

İnsanın olduğu her yerde hukuk vardır. Bunun nedeni, toplumsal bir varlık olan insan, bir toplum içerisinde yaşamak zorundadır. Onun toplum içerisinde yaşaması da bir düzeni gerektirir. Toplumsal düzen ise hukukla sağlanır. Kısaca, hukuka uygun yaşamak bir zorunluluktur. Bu açıdan bakıldığında emoji kullanımının ve emojilerin de hukuksal bir düzene oturması, hukuksal sınırlar içinde kalması ya da hukuka aykırı sonuçlara varmaması gerekir.

Emojilerin net olarak hangi duygu ve anlam ile ilişkilendirilebileceğine ilişkin kesin bir kılavuz elbette oluşturulmuş değildir, üstelik toplumdan topluma, kültürden kültüre değişik algılar buna pek imkân da vermeyebilir. Böyle bakıldığında semboller kültürden kültüre değiştiğinden, emojiler de henüz evrensel bir dil olarak kabul edilememektedirler. Türk toplumunda kullanıldığı yere göre değişen, yeri geldiğinde espri, yeri geldiğinde kavga sebebi olabilecek ve genel olarak ayıp sayılan iki parmak arası parmak göstermek, Brezilya’da bol şans anlamına gelmektedir. Aynı şekilde, başparmak yukarı emojisi Orta Doğu’da saldırgan ya da kaba olarak kabul edilmekte, gülen yüz emojisi ise Çin’de alaycılık olarak algılanmaktadır.  Bu kadar anlayış farkı varken herhangi bir görsele tek bir anlam yüklenemeyeceği açıktır. Özellikle yabancılarla iletişimde ve yazışmada o ülkenin dinamiğine uygun davranmak çok önemlidir. Kaldı ki, hemen her toplum kendi dinamiğini yaratmakta mahirdir. Ancak bu karışık durumdan yararlanılarak yazılı ya da sözlü olarak işlenen suçların emoji zırhına sığınarak rahatlıkla işlenebilme olasılığına karşı da hukuk ve yargı mekanizması hemen devreye girmek ve düzeni sağlamak durumundadır.  Bize düşen ise bir iletişim kazasına yol açmamak için görsel iletişimde emoji seçimine çok dikkat etmektir.

Nitekim, karşı karşıya kalacağınız herhangi bir ceza soruşturmasında hangi emojiyi hangi anlamda kullandığınızı ispatlamak öyle sandığınız kadar kolay olmayabilir. Yanlış anlaşılmalar olabileceği gibi, maksadını aşan emojiler de gönderilebilir ve hatta bir adım ileri gidersek emojiler yoluyla tuzağa düşürmek veya düşürülmek de mümkündür.  Bu sebeple toplumsal ve bireysel ilişiklerde yanlış anlaşılmalara sebebiyet verebilecek emojilerden uzak durmak belki de en iyi çözüm olabilir. İyi tanımadığınız ya da samimi olmadığınız insanlar ile veya ticaret yaptığınız veya başkaca iş ilişkisi içerisinde bulunduğunuz kimselerle olan iletişimde veya yeni bir anlaşmanın eşiğinde, resmi bir yazışmada emojiler vasıtasıyla bir duygu, düşünce ya da bilginin resmi olmayan bir yolla alıcıya aktarılması anlamına gelen informal iletişim kurmaktan mutlaka kaçınılması gerekir. Bu tarz iletişimde, emoji kullanımının ne kadar doğru olup olmadığını da ayrıca sorgulamakta fayda vardır.

Emojiler o kadar çok ses getirmektedir ki, buna zaman zaman hükümetler veya bazı baskı gruplarının tepkileri de dahil olmaktadır. Örneğin, Endonezya’da hükümet milyonlarca kullanıcısı bulunan sosyal medya ortamlarından eşcinsel temalı emojileri dini ve ahlaki normlar nedeniyle kaldırılmasını talep etmiş, bunun üzerine birçok sosyal medya firması eşcinsel temalı emojileri kaldırmak durumunda kalmıştır.

Rusya’da da benzer bir şekilde eşcinsel temalı emojilerin kaldırılmasını istenmiş, ancak Apple’dan bu tarz emojilerin illa eşcinsel olmayabileceği, belki de yakın iki arkadaş olabileceği ileri sürülünce, bir süre sonra bu talepten vazgeçilmiştir.

Hindistan’da Delhi’de yaşayan bir Avukat olan Gurmeet Singh isimli kişi, ülkesinde orta parmak emojisinin, hem müstehcen ve hem yasadışı olduğunu ve aynı zamanda istilacı ve açık saçık bir hareket sayıldığından bahisle, bu hareketin aynı zamanda Hindistan’da suç teşkil ettiği gerekçesi ile mobil mesajlaşma uygulaması WhatsApp’a yasal bir bildirim göndererek 15 gün içinde “orta parmak” emojisini kaldırmasını ihtar etmiştir. Hindistanlı avukat henüz bu talebinde başarılı olamamış görünüyor.

Emojiler ilk başta sadece beyazları temsil ettiği gerekçesi ile ırkçılık iddialarına da konu olmuştur, bunun için hemen harekete geçilerek emojilere değişik ten renkleri eklenmiştir.

Emojiler bir müddet sonra, o kadar popüler oldu ki, 17 Temmuz günü 2014’ten bu yana “Dünya Emoji Günü” olarak kutlanıyor.

Görüldüğü üzere sadece emoji işte ne var deyip geçmemek gerekiyor, o halde hazır yeri gelmişken bu durumu bir slogan haline getirelim ; “bir emoji asla sadece bir emoji değildir !.. 😊  [Sonuna da bir gülücük emojisi ekledim bakın…]

İletişim Kazaları veya daha doğrusu Emoji Kazaları

Yukarıda bahsedilen hususlara dikkat edilmemesi halinde emoji kazası diyebileceğimiz pek çok olayla karşılaşmak mümkün. Birkaç örnek verelim.

  • İsrail’de bir çift, kiralamak istedikleri evin sahibine “zafer işareti, dans, kuyrukluyıldız, şampanya ve sincap” emojilerini içeren bir mesaj gönderiyorlar. Ev sahibi bu olumlu ve pek coşkulu mesajı görünce anlaştıklarını düşünüyor. Fakat evin talipleri kısa süre sonra gidip başka bir daireyi kiralıyorlar. Ev sahibi kiraladığı düşüncesi ile diğer talipleri geri çevirdiği ve bu çiftin kendisini oyaladıkları için zarara uğradığı gerekçesiyle bu kişilere dava açıyor ve yapılan yargılama sonunda mahkeme, gönderilen emojilerin “iyimserlik ve umut” işaretleri olduğuna kanaat getirerek,” Emojiler modern iletişimin ayrılmaz bir parçasıdır ve yasal yoruma açıktır. Her ne kadar bu mesaj taraflar arasında bağlayıcı bir sözleşme teşkil etmese de içerdiği samimi emojiler nedeniyle mülkün kiralanacağına dair davacıda iyi niyet ve güven duygusu uyandırmış olabilir.” gerekçesine dayanan hâkim Amir Weizebbluth, bu çifti 2.200 Dolara denk gelen bir tazminat ödemeye mahkûm etmiştir.
  • Bir başka olayda, Fransa’da 22 yaşındaki bir genç adam, eski kız arkadaşına sürekli “tabanca emojisi” ile mesaj gönderdiği için tehdit suçundan üç ay hapis cezasına çarptırılmıştır. Mahkemenin kararında “Gerçek bir tehdit” olarak nitelendirilmesiyle bu tabanca emojisi artık Fransa’da bir suç unsuru olarak kabul edilmektedir.
  • Amerika’da Massachusetts eyaletinde bir cinayet davasında “gözlerde çarpı işareti” bulunan emoji, sanığın kaza eseri değil, taammüden (kasten, tasarlayarak ve bilerek) cinayet işlediğine dair kanıt sayılmıştır.
  • Amerika Birleşik Devletleri’nde bir şahsa “yumruk, tabanca tipi el işareti ve ambulans” emojisi yollayan iki kişi tehdit ve saldırıya teşebbüs suçundan tutuklanmıştır.
  • Güney Carolina eyaletinde de bir kişi sırasıyla yumruk ve ambulans emojisi göndererek muhatabını tehdit ettiği gerekçesi ile ceza almıştır. Mahkemece, bu emojiler tek başlarına kullanıldığında sevimli görünebilirdi, ancak art arda sıralanmaları mesajı yazan kişinin şiddet içerikli bir anlamı kastettiğini gösteriyor gerekçesine dayanılmıştır.
  • Virginia Eyaletinde ise 12 yaşındaki bir öğrenci, okul yönetimine göndermiş olduğu tabanca, bıçak ve bomba emojileri yüzünden tehdit suçundan soruşturmaya maruz kalmıştır. Allahtan çocuğun yaşı itibariyle daha sonra tehdit suçlaması ciddi bulunmamıştır.
  • Brooklyn’de bir genç sosyal medyada paylaştığı polis emojisi ve polise dönük tabanca emojisinden dolayı bir süre tutuklanmıştır.
  • Michigan’da ise bir hukuk öğrencisi, bir başka kız öğrenciye atmış olduğu mesajdan dolayı davalık olmuştur. Savunmada, yazdığı metnin sonuna konulan dil çıkarma emojisinin metne şaka ifadesi kattığını iddia etmiştir. Ancak değerlendirmeyi yapan Yargıç, emojinin metinde bir anlam değişikliği yaratmadığına karar vermiştir. (Bu karar bize göre oldukça önemli, o sebeple, burada bir parantez açmak istedim.  Günümüzde, sosyal medyada birbirine her türlü hakareti yapıp, en sonuna gülücük koyarak şaka yaptım diyen bazı kullanıcıların, bu şekilde sonuçtan kurtulma imkânı bulamayacaklarını rahatlıkla söyleyebiliriz.)
  • California’da bir fuhuş operasyonu sırasında tutuklanan bir adamın kadın satıcılığı suçundan suçlu olduğunu kanıtlamaya çalışan savcılar, kanıtlar arasında bir kadına gönderdiği iddia edilen bir dizi Instagram DM’inde yer alan “Takım çalışması rüyayı gerçekleştirir” cümlesinden sonra gelen, yüksek topuklu ayakkabılar ve para çantası emojisini delil göstererek iddianame düzenleyebilmişledir.
  • Delaware’de bir hâkim, göz kırpma emojisini cinsel taciz saymıştır, sebebi ise çalışanıyla yan yana koltukta uçmak için uçak bileti alan patronun arkadaşına yollamış olduğu bu emoji, çalışana karşı yapılmış bir cinsel taciz fırsatı olarak kabul edilmiştir.
  • Basından hatırlanacağı üzere, patlıcan ve şeftali emojileri simge olarak kabul edilerek, artık cinsel taciz davalarında kanıt olarak sunulur hale gelmiştir.

Bize okurken komik gelse de başına bu işler gelen kişilere artık bu emojileri kullanmanın pek komik gelmediğini söyleyebiliriz.

Yukarıda yer alan emojilerle ilgili kararları bir adım öteye taşıyan, bir ticari ihtilafa dayalı bambaşka bir karar ise hepsinin üzerine çıkmış durumda. Son dönemin en çok ses getiren kararlarından biri Kanada Mahkemesinin verdiği bir karardır. Olay da şöyle;

8 Haziran 2023 tarihinde bir Kanada Mahkemesi, İngilizce’de “thumbs up” olarak bilinen “başparmak yukarı” emojisinin bir sözleşmenin kabul edildiğini göstermek için yeterli delil olabileceğine karar vermiştir. Bu karar çok ses getirmiş ve hukuksal anlamda önemli kararlardan birisi haline gelmiş durumdadır.

Saskatchewan eyaletindeki King’s Bench Mahkemesi, yakın zamanda görülen bu davada, South West Terminal’den bir tahıl alıcısının Mart 2021’de müşterilerine toplu bir kısa mesaj göndererek, şirketin kilo başına 17 Kanada doları fiyatla 86 ton keten satın almak istediğini duyurmuştur.  Bu çağrıya (hukukta buna icap denir) bir kısım çiftçiler olumlu yanıt vermişlerdir.  Alıcı Kent Mickleborough, çiftçi Chris Achter ile telefonda konuşmuş ve Kasım ayında keteni teslim etmek için bir sözleşme resmi göndererek çiftçiden mesajda “keten sözleşmesini lütfen onaylayın” diye yazmıştır.   Bay Achter, bu mesaja bir başparmak emojisi ile yanıt vermiş, alıcı da bunun üzerine sözleşmenin kurulduğuna inanmıştır. Ancak satıcı keteni Kasım ayında teslim etmemiştir. O arada bir zaman geçmiş, geçen zaman içinde ürün fiyatları artmış, bunun üzerine alıcı, kısa mesajla teyit edilen önceki sözleşmelere işaret ederek, emojinin satıcının sözleşme şartlarını kabul ettiği anlamına geldiğini ve zarara uğradığını öne sürerek mahkemeye müracaat etmiştir.  Yapılan yargılama sonunda mahkeme “Bu mahkeme, bir başparmak yukarı emojisinin bir belgeyi ‘imzalamak’ için geleneksel olmayan bir araç olduğunu kabul etmektedir, ancak yine de bu koşullar altında bu, bir imzanın amacını iletmenin geçerli bir yoludur” gerekçesi ile davayı kabul etmiştir.

Hukuksal açıdan kararı incelediğimizde; aslında bir sözleşmenin kurulması için aranan kriterlerin mevcut olduğu görülmektedir. Yöntem sıra dışı da olsa, ortada açık bir icap (teklif) ve açık bir kabul mevcuttur. Nitekim alıcı kısa mesaj yoluyla, ketenin Kasım 2021’de teslim edileceğini belirten bir sözleşme göndermiş ve onaylaması istenmiş, satıcı da bir başparmak yukarı emojisi ile bu teklife olumlu anlamda bir yanıt vermiştir.  Alıcı bunu satıcının sözleşmeyi kabul ettiği şeklinde yorumlamıştır. Taraflar tacirdirler, sözleşme ehliyetine ve iş ciddiyetine sahiptirler, basiretli tacir gibi davranmak durumundadırlar. Sonuç olarak, Kanada’daki King’s Bench Mahkemesi Yargıcı Timothy Keene, alışılmadık olsa da başparmak yukarı emojisinin bir sözleşmeyi ‘imzalamak’ için geçerli bir araç olduğuna karar vermiştir.  Yargıç Keene, kararında başparmak yukarı ve benzeri diğer emojilerin kullanımının Kanada’da “yeni bir gerçekliği” temsil ettiğini ve mahkemelerin emojilerin ortaya çıkardığı zorluklarla başa çıkmaya hazır olması gerektiğini de belirterek bulgular sonucunda sözleşmenin gereğini yerine getirmeyen satıcının 82.000 Kanada doları tazminat ödemesine karar vermiştir.

Santa Clara Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan ve son yıllarda emojilerin ABD mahkemelerinde oynadığı rolün kaydını tutan Prof. Eric Goldman, gayet haklı olarak, “Emojilerin önemli yasal sonuçları olabilir ve olmaktadır. İçine yerleştirildikleri konuşmaların ayrılmaz bir parçasıdırlar” ve “bu ifadelerin bir kişinin niyetini, ruh halini veya suç işleme eğilimini göstermek için kullanılabileceği” yorumunu yapmaktadır. Gelinen noktada, bu yoruma katılmamak mümkün değil.

Bildiğimiz kadarıyla, Türkiye’de yüksek mahkeme kararlarına yansımış emoji kaynaklı bir davaya henüz rastlamadık. Ama olursa şaşırmayacağız.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan ve sosyal medya aracılığıyla işlenebilecek suçlara bakıldığında, Cinsel Taciz (m.105), Tehdit (m.106), Şantaj (m.107), Nefret ve Ayrımcılık (m.122), Kişilerin Huzur ve Sükununu Bozma (m.123), Hakaret (m.125), Haberleşmenin Gizliliğini İhlal (m.132), Özel Hayatın Gizliliğini İhlal (m.134), Nitelikli Dolandırıcılık (m.158), Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama (m.216), Hayasızca Hareketler (m.225), Müstehcenlik (m.226) gibi suçların tamamı bir emoji konusu veya emojili bir mesajın konusu olabilir ve bu durumda bir emoji kazasına rahatlıkla neden olabilir.

Bunca örnekten ve yorumdan sonra sanırım bir emoji kazasına uğramayı kimse istemez. Bunun için bireylere düşen görev, iletişimde her zaman dikkatli olmak, doğru iletişim kanallarını kullanmak, bir iletişim kazasına yol açmamak için görsel iletişimde emoji seçimine çok dikkat etmek olmalıdır.

Erdal Kardaş

Avukat/ K&P Legal Hukuk Yönetici Ortağı

Diğer Makaleler

Emojiler Hukuku

Dünya üzerinde sosyal medya kullanıcı sayısı çok büyük sayılara ulaşmış durumda. Üstelik, hayat artık hepimiz için çok hızlı akıyor. Anlık yazışmalar, kısa ve anlık bildirimlerde

error: